Zübeyde Hanım'ın Kökeni Ermenek'e dayanıyor.
Atatürk'ün Annesi Zübeyde Hanımın kökeni Ermenek Celaliye(orta) mahalleye dayanıyor.Orta mahallenin ismi Zübeyde Hanım Mahallesi olarak değiştirilmelidir.Adına bir kültür evi açılmalıdır.
ATATÜRK’ÜN ANNESİ ZÜBEYDE HANIMIN SOY KÜTÜĞÜ
Atatürk diyor ki: “Arkadaşlar, gidip; Toros dağlarına bakınız, eğer orada tek bir Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, iyi biliniz ki, bu dünyada hiç bir güç ve kuvvet bizi asla yenemez. Kaynak :(1) Yeşil Bozkır Dergisi, yıl:2016,sayı 11,s.10--Yusuf yavuz, oda T.V.19.O9.2010,
Atatürk’ün kardeşi Makbule: Enver Behnan Şapolyo’nun sorularına özetle şöyle cevap verir.
“Büyük babamın adı, Ahmet’tir. Bu zat siyasi bir meseleden dolayı firar etmiş, yedi yıl dağlarda dolaşmış bu sebeple kendisine (Firari Ahmet Efendi) denilmiştir.( 1876 ) tarihinde Bulgar isyanı sırasında Müslümanlığı kabul etmiş bir Bulgar kızını Ruslar zorla kaçırmışlar. Bu vaka üzerine Selanik Türk’leri heyecana düşerek hükümet konağının önünde toplanarak kızın teslimini istemişler. Nihayet şehirde büyük karışıklıklar çıkmış, Fransız ve Alman konsolosları öldürülmüştü. Büyük devletlerin donanmaları Selanik’e gelerek konsolosları öldürenlerin hükümetten idamlarını talep etmişlerdi. Sultan Abdül Aziz’in emri ile yakalananlar derhal idam edildiler.
İşte Atatürk’ün büyük babası (Ahmet Efendi) bu vakada önayak olanların başında olduğu için Makedonya dağlarına kaçarak yedi sene dağlarda yaşamış ve nihayet ölmüştür. Makbule Hanım devamla ”Büyük babamız (Ahmet Efendi’nin), (Kırmızı Hafız Mehmet Efendi) adında bir kardeşi vardı.
Bu zat ilmiye sınıfından olup bir mahalle mektebinde hocalık etmekteydi. Sakalı kırmızı olduğundan kendisine (Kırmızı hafız) derlerdi.
Babam Ali Rıza Efendi kendileri Yörük sülalesindendir. Annem Zübeyde Hanım her zaman Yörük olmakla iftihar ederdi. Bir gün Atatürk’e (Yörük nedir) diye sordum. Ağabeyim bana ( yürüyen Türk’lerdir)dedi. Atatürk çok kere benim atalarım, Anadolu’dan, Rumeli’ye, gelmiş, Yörük, Türkmenlerdir. Atatürk’ün ataları Anadolu’dan gelerek, Manastır, vilayetinin Deprei, Bala,sancağına bağlı Kocacık nahiyesine yerleşmişlerdir. Kaynak: (2) Milli Mücadele Tarihi,s. 21den 24 Enver Behnan,Şapolyo.
Atatürk kendi atalarının “Eski yörük-Türkmen” aslından geldiğini bahsedecektir” kaynak:(3)
Mustafa Kemal cilt (1) s.31 (1881-1919) Şefket Süreyya Aydemir.
“Kocacık yörüğü” üç kabile (66) parça idi. Önceleri Barçın yaylasına yaylaya göçerler, kışın Akdeniz sahillerine inerlerdi. Taşeli’nden sürgünler sebebiyle çok dağıldıkları için adları unutulmaya başlamıştır. Karakocalar, Kocabaşlar, Tırılar, Fakırcalı kabilesinin asıl adı (Kocacık yörükleriyle ilgilidir)
Torslardan Doğan güneş s.189-194 de kadar, Taşeli’nde (Ermenek, Sarıveliler, Başyayla, Taşkent) te yüz yıllardan beri yük taşımak için katır ve eşeklerin sırtlarındaki semerin arka bölümünde bulunan iki semer ağacının birleştiği bölümde özel yapılmış yükleri iplerle bağlamak için birbirine bakan iki hilal gibi yapılmış olan özel iki aygıta Taşeli’nde(Ermenek, Sarıveliler, Başyayla, Taşkent) “kocacık” denir.
“Atatürk (Mustafa Kemal),Türk, asker ve devlet adamı (Selanik 1881-İstanbul 1938) Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı (1923-1938) Selanik Kasımiye mahallesi, Islahane caddesinde olan bir evde doğdu. Babası Ali Rıza Efendi gümrük kolcusu idi. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım
Sarı güllü Hacı Sofu ailesinden “Varyemez oğlu” İbrahim Feyzullah Efendinin”kızıdır.” Kaynak:(5) Meydan Larousse,cilt(:2) s.245-254,
“İçel sancağı Ermenak kazasından Kıbrıs’a göçürülen (sürülen) aileler:Taşeli bölgesinde Ermenek kazası merkezi ile, kasaba ve köylerinin her birinden (54) hane Kıbrıs’a gönderilmiştir.(47) hanesi (12) ayrı dalda meslek sahibidir.On haneden bir hane zorunlu Kıbrıs’a gönderilmiştir. Kaynakta:”Kıbrıs’a gönderilen nüfusun (54) hanesi İçel sancağının Ermenek kazasından yazılmıştır” der.
“1-Nefs-i Ermenak: Mahalle-i Celal (orta mahalle) Hacı Recep Veled-i Börekçi, Ramazan maldar ve
Varyemezoğlu ve ribahor mütemevvil –i memleket tamirine kadir kimesnedir. Emlaki emr-i
Padişahi mucebince nakl olunmuştur. Süleyman ve Mustafa nam mücerret oğulları oldurki…,
Mahalle-i mezbureden seydi bin Ali ve Hacıyusuf bin Mehmet ve Hacı abdibin Pir Ahmet ve Abdi bin
Hacı Mustafa ve Ahmet bin küçük Mustafa nam kimesneler meşruh üzere kefil ve vekil olmuşlardır.”
Kaynak: (5) üçüncü Uluslar Arası Kıbrıs Kongresi s.223-228,
“Sürgünler: Kıbrıs’a sürülen İçel sancağı Ermenek kazasından ailelerin gemilerle Antalya’dan
(Kıbrıs’a gönderilirken) “Sefine reislerini” (gemi kaptanlarını) öldürerek, gemilerden firar ettiklerine dair) “Birkaç seneden beru iç il ve Alaiyye ve Teke semtlerinde ve havalilerinde oturan Şamlu, Karahaculu ve Eski yörük İç il sancağı (Taşeli) ve Nevahi yöreleri, Çıplaklı, Toslaklı, Ciritli, Saçıkaralı,
Keşşefli gibi daha bir çok aşiret ve diğer halktan ehlü ayalları ile (aileleri) sürüp, götürüp giderken gemilerden Firar edenler İç il (Taşeli) ve Alaiyye’den kaçıp Aydın, Söke, Menteşe’de kışladıkları, buralardan yakalanarak, Selanik ve Balkanlara sürgün edildiklerine dair. Kaynak:(5) Anadolu’da Türk Aşiretleri s.140 tan 153 çe kadar.Ahmet Refik.’“Atatürk’ün Annesi, Zübeyde Hanım Sarıgüllü Hacı Sofu ailesinden Varyemezoğlu,İbrahim Feyzullah Efendinin kızıdır” kaydı ile “ Ermenek Celali mahallesinden Kıprıs’a sürgün gönderilen Varyemezoğlu’nun da içinde bulunduğu kafile Antalya iskelesinden Kıprıs’a sürgüngiderler iken,gemideki, mübaşirleri ve sefine reislerini katl edip (gemi kaptanını) öldürerek Söke, Aydın, Menteşe yörelerine kaçtıkları,kışladıkları ve Söke,Aydın,Menteşe yörelerinden yakalanarak Selanik,ve Balkanlar’a sürgün edildiği” kaynağı ve , Ermenak Celali mahallesinden sürgün gönderilen Varyemezoğlu”,da göz önüne alırsak, Atatürk’ün annesinin soy kütüğü Ermenek’te, Celali mahallesine kadar (Orta mahalle) uzanmaktadır
.kaynak: (6) Anadolu da Türk Aşiretleri, s,140-157, Ahmet Refik--Sürgünler: Konya Tarihi, 107-11o İ.H. Konyalı
Ayrıca Ermenek’te tarihleri eski yıllara dayanan, eski evleri de koruma altına alınan ünlü Dr.rahmetli
Mehmet Sönmez oymağına da “Hacı Sofular”denir.
“Kocacık Yörükleri: Bir yörük kabilesinin adı“Kocacık” tır. Kocacık yörükleri (1584) yılında
Rumeli’nde (21) yerde yer alır. Kocacık, Selanik, Naldöken, Tanrıdağ, yörükleri gibi s.95 Koca-
cık yörükleri defterlere (eşkinci, yamak) olarak yazılmıştır.Bugün Kocacık yörükleri’nin çok küçük bir
kısmının adını bilebiliyoruz.Kocacık yörükleri kanunnamesi (1584) tahrir defteri Baş vekalet tapu defterleri No:614 sayfa 244 Arşivinde kayıtlıdır”.kaynak:(6) Rumeli’de yörükler,Tatarlar ve evlad’ı Fa-
tihan s. 95ten 98 ze kadar M.Tayyip Gökbilgin.
YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN GERÇEKLER:
Gazeteci.Araştırmacı yazar Mustafa ERTAŞ’ın “Atatürk’ün Annesi Zübeyde Hanımın Soy kütüğü : Ermenek’te Celali mahallesine Dayanıyor”başlıklı. Kaynaklara dayanan uzun araştırmalarının yankıları sebebi ile kendilerini Ankara’daki Ahmet Tufan Şentürk’ün evinde yıllar önceden tanıdığım Yekta Güngör ÖZDEN beni doğrulayan “GERÇEKLER (1) GERÇEKLER (2) başlıklı iki yazı yazmıştır.Bu iki yazıyı aşağıda aynan sunuyoruz.
GERÇEKLER ( 1 )
7 Mart 2019 Sözcü gazetesinde değerli yazar (önceden Anayasa Mahkemesi BAŞKANI ) Yekta Güngör ÖZDEN ‘in, “Büyükler büyüğü Atatürk’ümüzün toprağa verilişine ilişkin “ ve Ermenek İlçemizi de yakından ilgilendiren kendi ifadeleri ile, okurlarımıza aynen sunuyoruz:
“4 ve 10 Kasım 1953 günleri için gençliği temsil etmek ve ön görülen görevleri yapmak üzere istediği öğrenci olarak benim adım verilince ( Yekta Güngör ÖZDEN) Dışişleri Bakanlığı’na giderek hâlâ “ ilgililerin gereken yardımı yapmaları” yazılı kartını aldım. 4 Kasım 1953 günü Etnoğrafya müzesinde TBMM Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Adnan Menderes, Bakanlar, devlet görevlileri, Millet vekilleri, Valiler, Erkek Teknik Öğretmen okulu görevlileri, öğretmenleri Kemal Kerpiç ‘in yönetiminde çalışmaya başlayarak mermer zemini elektrikli testere ile kestiler. Sekiz metre olduğu söylenen aşağıya vinç indirildi. Atatürk’ün tabutu yavaş, yavaş çıkarıdı. 15 yıl burada kalmıştı . Çelik tabut açıldı. İçindeki kefenli Atatürk’ü incelediler. Ben uzaktan bakıyordum . Yüzünü güçlükle görebildim. Bir gün önce tıraş olmuş gibiydi. Merakla Pof. Dr. Kâmile Ş. Mutlu’ya sorduğumda, Atatürk’ün bedeninde hiçbir bozulma olmadığı görüldü. .İnceleme sonucu tabut kapatıldı. Bu sırada tahta tabuta bayrağımız örtüldü. Sonra çelik tabuta yerleştirildi. Nöbetler tutuldu. Cenaze namazını dolma bahçe Sarayı’nda 19 Kasım da Diyanet İşleri Başkanı Rifat Börekçi kıldırmıştı. Tabut 20 Kasımda Ankara’ya uğurlanmştır.”
GERÇEKLER (2)
Yekta Güngör ÖZDEN Birinci yazısının devamında da: 2. yazısında şunları, yazar:
“10 Kasımda sabahın erken saatinde Ernoğrafya Müzesine gittim. Müzenin önü ve çevresi (67) İlden gelen öğrenciler, izciler, öğretmenler, yönetiminde kurullar, çok kalabalık halk, Parlamenterler, bakanlar, çok düzenli bir şekilde sıralanmışlardı. Top arabası en önde idi, Onun arkasında bir general, Atatürk’ün İstiklal Madalyasını Mualla Gökhan bir kutu içinde taşıyordu. Saat 09:05 te müzenin merdivenlerinden tabut indirildi. Arkasından Menderes ve Makbule Atadan indiler. Makbule hanım Meclis Başkanı Koraltan’ın kızı Nilüfer hanımın kolunda idi. Madalya taşıyan generalin arkasında yer aldık. Onları solda İsmet İnönü, Refik Koraltan, Sağda Adnan Menderes, Bakanlar, Millet vekilleri izledi. Ankara’da da 67 ilin kurulları vardı. Ben kortejin düzenli yürümesi için görev yapanlardan biriydim. Kortej Ulus, İstasyon, yolundan Anıt Kabir’e geldi. Bu gelişte tabutu taşıyan, top arabasını çeken askerlerin, adım sesleri, bandonun sesi,pencerelerde, duvarlarda, ağaçlarda izleyen yurttaşların hıçkırık seslerinden başka bir ses duyulmuyordu.
Ahmet Tufan Şentürk’ün Ankara’daki evinde şiir dinletisi. Masa önündekiler ortada Yekta Güngör Özden, önde Mustafa Ertaş. |
Anıt kabir merdivenlerinde tabut generallerin omuzlarına alındı. 220 metrelik Aslanlı yol geçilip üzerinde “ Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.”
Yazan platonun üzerine konuldu. CELAL Bayar Mikrofona gelip “ Padişah yapmak istediler, olmadın. Halife yapmak istediler, olmadın, Seni sevmek milli ibadettir” sözleriyle dikkat çeken güzel bir konuşma yaptı, Sonra tabut mozelenin olduğu yere çıkarılıp, soldaki sütunlar arasından vinçle gömülme yerine indirildi. Aşağıda mezar hazırlanmıştı. Kasımda Etnoğrafya da tabut açılmış, ilaçlandırma yapılmış, tabut kapatıldıktan sonra bir kez daha namaz kılınmıştı. Mezarın başında tabut açılıp Atatürk’ün kefenli bedeni mezara yerleştirildi. Tabut geri çekildi. Mezar kapatılınca hazır bulunanlar toprak atarak düzenlediler. Burada Makbule hanım hafif hafif hıçkırıyordu. Mezar üzerine kız ve erkek öğrencilerden aldığımız. öğrenci kanları enjektörle toprağa sıkıldı. Sonra güzel kumaş keseler içinde,( ATATÜRK’ ün Annesi) ZÜBEYDE Hanımın MEMLEKETİ olduğu söylenerek ERMENEK’ ten GELEN TOPRAK ile SELANİK ve KIBRIS tan gelen TOPRAKLAR Atanın mezarına döküldü.
Bunlar bitince Celal BAYAR “Buyurun arkadaşlar “ diyerek öne geçti, Meclis Başkanı Koral tan, Başbakan Adnan Menderes, İç İşleri Bakanı Dr. Namık Gedik, Ankara Valisi Kemal Aygün. Ankara Belediye Başkanı Atıf Benderli oğlu, Atatürk’ün son genel sekreteri ( ABD) gelmiş Hasan Rıza Soyak. Atatürk’ün manevi evladı Abdurrahim Tuncak Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Atadan ve gençlik temsilcisi Yekta Güngör Özden ( ben ) devlet yöneticilerini izledi. Görülme tutanağını devlet yöneticileri imzaladı.”
Kaynak: Yekta Güngör ÖZDEN, (önceden Anayasa Mahkemesi üyesi ) Sözcü Gazetesi :7 Mart 2019 Gerçekler (1) ve 8 Mart 2019 Gerçekler 2) yayınlamıştır.
Atatürk diyor ki…!
“Büyük olmak için, hiç kimseye iltifat etmeyeceksin; ,hiç kimseyi aldatmayacaksın; memleket için hakiki mefkure
ne ise onu görecek , hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır; Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır fakat sen buna mütehammil olacaksın; önüne nihayetsiz manialar yığacaklardır.Kendini büyük değil,
Küçük, zayıf, vasıtasız, hiç telakki ederek, kimseden yardım gelmeyeceğine kani olarak bu mâniaları aşacaksın.
Bundan sonra da sana büyüksün derlerse, bunu söyleyenlere güleceksin. (1929)
DOĞRUDAN DOĞRUYA
Mustafa Ertaş
Gazeteci Araştırmacı yazar.